Yeni yıl 2019: Sana rahmet diliyorum  Fuat Hocam!

Evet, 2018’i iyi yönüyle, kötü yönüyle geride bıraktık. 2018’de gerçekleştiremediğimiz, ulaşamadığımız hedef ve hayallerimizi 2019’da gerçekleştireceğimizi ümid ederek bir yılın defterini kapattık!.. 

Ah-vah etmenin ne faydası var, ne de 2018’den bir günü, bir saati geri getirme imkanı var!.. 

Bir mobilyacının, bir zahire toptancısının, bir çiftçinin, bir bürokratın, bir siyasetçinin… elbette yeni yıldaki hayalleri ve beklentileri farklı olacaktır… Ancak hayat felsefeleri aynı olunca, hepsinin gittiği yol aynı noktaya çıkacaktır! 

Özetle dünyayı, canının istediğini satın alabileceği bir süpermarket gibi algılıyorsa bir kişi, hangi işle iştigal ederse etsin metaryalist ve bencil bir felsefenin esiridir. Bu felsefe, eşref-i mahlukat olarak tasvir edilen insanı manen ve ahlaken yoksullaştırır ve esfel-i safiline yönlendirir!.. 

Gelelim bilim yüzyılı olarak kabul edilen çağımızda, 2019’u bilim dünyamız açısından kısa bir değerlendirmeye: 

Sayın Cumhurbaşkanımız 2018/6 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle 2019 yılını Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı olarak ilan etti. Genelgede şu ifadelere yer verildi: 

İslam kültür ve medeniyetinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve onu yeni nesillere en doğru şekilde aktarmak amacıyla yapılacak söz konusu çalışmalara ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca her türlü destek ve katkının sağlanması hususunda gereğini rica ederim. 

Sayın Cumhurbaşkanına bu hassasiyetinden dolayı şükranlarımızı sunarız!.. 

Peki bu genelge dolayısıyla üniversitelerimiz ne yapacak?.. Merakım, budur! 

Hamaset yüklü bildirilerle, sempozyum adı altında şenlikli törenler mi yapılacak, yoksa laboratuvarlarda sabahlayacak ciddi ekipler oluşturacak, bilimsel projelerle ihtiyaç duyulan patentlere mi imza atılacak!.. 

Ta Abdulhamid döneminden itibaren günümüze kadar ideoloji üreten çiftliklere dönüştürdüğümüz üniversitelerimiz, 2019’ da değilse ne zaman bilim üretme merkezlerine dönüşecek, bunu sorgulamamız, hem de ciddi olarak sorgulamamız gerekiyor!.. 

Şaşaalı kampüsler, sohbet şölenlerine dönüştürülen  sempozyumlar, liyakat ve ehliyetin yok edildiği üniversiteler, bir ülke için yüktür ve geleceği karartan yapılardır!. 

On tane şaşaalı fakülte binası yerine, bir tane Fuat Sezgin yetiştirecek prefabrik kulübeler hayal etsek, doğru yolu bulacağız!. 

Rahmet olsun, hocam